| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | testify to f. | göstermek |
| Genel | testify to f. | kanıtlamak |
| Genel | testify to f. | -e tanıklık etmek |
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | testify to (something) f. | (bir şeye) tanıklık etmek | ||
|
As an elected representative for the Loire-Atlantique region, unfortunately, I can testify to this. Loire-Atlantique bölgesinin seçilmiş bir temsilcisi olarak ne yazık ki buna tanıklık edebilirim. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | call the witness to testify f. | tanıklığa davet etmek | ||
| Genel | call someone to testify f. | birini tanıklık için çağırmak | ||
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | testify to (something) f. | (bir şeyi) ispatlamak | ||
| Law | ||||
| Hukuk | encouraging to refuse to testify i. | şahitlikten kaçınmaya teşvik etme | ||
| Hukuk | refusal to testify i. | tanıklık yapmayı reddetme | ||
| Hukuk | refusal to testify i. | tanıklıktan çekinme | ||
| Hukuk | call somebody to testify f. | ifade vermesi için çağırmak | ||
| Hukuk | be called to testify f. | ifade vermesi için çağrılmak | ||
